Geleneksel Türk Sanatlarından ahşap işçiliği ve Afyon Ulu Cami

Öğr. Gör. Kifayet ÖZKUL
İstanbul Üniversitesi
Karahisar-i Sahib E-Dergi / Sayı 2 / 2021

 

Sahip Ataoğulları Beyliği, 1275 yılında merkezi Afyonkarahisar olan ve çevresini de içine alan bölgede, Anadolu Selçuklu Devleti’nin veziri olan Sâhip Ata Fahrettin Ali oğulları tarafından kurulmuş, torunları tarafından yönetilmiştir. Sâhip Ata Fahreddin Ali siyasi kariyerinin yanı sıra bani olarak sürdürmüş olduğu imar faaliyetleriyle de oldukça yoğun ilgilenmiştir. İmar alanında yapmış olduğu çalışmalar sonucu günümüze gelen birçok önemli esere imza atmıştır. Sahip Ata’nın yapıları hem şehir içlerinde hem de şehir dışlarında ve birçoğu külliye şeklinde uygulanmıştır. O dönemin mimarları Kölük bin Abdullah ve Kaluyan el-Konevi ile birlikte çalışmıştır. Afyon İshaklı (Sultandağı) Sahip Ata Külliyesi, Akşehir Sahip Ata Külliyesi, Konya Sahip Ata Külliyesi, Kayseri Sahip Ata Külliyesi, Sivas Sahip Ata Gök Medrese Külliyesi eserlerindendir. Sahip Ata’nın oğullarından Nusretüddin Ahmet, makalemizde incelenecek olan Afyon şehir merkezindeki eski yerleşim bölgelerinden biri olan Hıdırlık tepesi ile Karahisar Kalesi arasındaki vadide yer alan Afyonkarahisar Ulu Camisi’ni yaptırmıştır.

Afyon Kalesi’nin bulunduğu tepenin güneybatısında bulunan Ulu Cami, Selçuklu döneminde 1273 tarihinde Mimar Emirhac beye yaptırılmıştır. Cami, 40 adet birbirinden farklı ahşap çam direk üzerine oturtulmasından dolayı “Kırk Direkli Camii” olarak da adlandırılmıştır. Selçuklu döneminin ahşap tavanlı, ağaç direkli camiler grubundandır. Dikdörtgen planlıdır ve üzeri düz bir çatı ile kapatılmıştır. Stalaktit başlıklı ahşap işlemeli ağaç sütunları ile Konya Sahip Ata Külliyesinde
bulunan Sahip Ata Mescidi’ne benzemektedir.

İç mekânında kıbleye doğru dik olarak dokuz neflidir ve her nefi altışar sütundan meydana gelmiştir. Sütun başlıklarının bazıları sade iken, bazıları da mukarnaslıdır
ve birbirinden farklı ahşap işçiliği göstermektedir. Düz  tavanı bulunan caminin tavanında kadınlar mahfilinin üst kısmındaki nakışlarda, konsol kıvrımları arasında
da ara ara süslemeler bulunmaktadır. Bu süslemelerde kullanılan bezemeler geometrik motifler ve bitkisel süslemeler olup ara ara Rumi deseni ve palmet motiflerine de rastlanmaktadır. Geometrik desenlerde kullanılan renkler; mavi, lacivert, kırmızıdır. Bitkisel motiflerde ise renk skalası biraz daha genişlemiş ve mavi, yeşil, sarı, kırmızı ve kahverenginin değişik tonları kullanılmıştır. Caminin en güzel ve zengin süslemelerini bir arada bulunduran ahşap minberin merdiven korkulukları geometrik şekilde düzenlenmiş, merdiven altında bulunan üçgen panolar ise geometrik geçmeler seklinde yapılmıştır.

Kıble duvarının ortasında Selçuklu işçiliğini yansıtan mermer mihrap yer almaktadır. Mihrapta nişin tam ortasında ve üç tarafında iki adet kitabe bulunmaktadır. Buradaki kitabelerden birinde; “Büyük Serhat zamanında fakir köle
Sivastos’un oğlu Ali Bey, Mahmud’un oğlu Hacı Murat” isimleri okunmaktadır. Yazı ustalarının imzası niteliğinde olan işaretler de bulunmaktadır ki bunlardan da yine nakışlarının Nakkaş Mahmut oğlu Hacı Murat tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Burada bulunan mihrabı Selçuklu Sultanı İzzettin Keykavus’un yaptırdığı düşünülmektedir. Kıble duvarına bitişik olup mihrabın sağ tarafında yer alan ahşap
minber de Selçuklu döneminde yapılan ağaç işçiliğinin en güzel örnekleri arasında yer almaktadır. Geometrik bezemeler, üçgen panolar ve geçmeleri ile bezemeler dikkati çekmektedir.

Minber kapısı üzerinde bulunan küçük bir kitabede de: “Büyük vezirler sülalesinden büyük devlet adamı Nusratu’d Devle ve’d Din Ahmet. Allah onun yardımcılarını aziz kılsın. Saltanatı zamanında 742 senesi Muharrem’inde bu cemaati toplayan mescidin imarına Allah-u Teâla’nın rahmetine muhtaç kulu merhum Muzaferuddin oğlu Mugisiddin Emir İsa muvaffak oldu.” yazılmıştır.

Ulu Cami dışarıdan üç sıra kesme taş kuşak ile çevrilmiş ve kuşakları arası moloz taş ile örülmüş ve horasan harcı ile derzlenmiştir. Kuzeyde ve batıda iki giriş kapısı vardır. İç mekânda batı kısmında ve kuzey kısmında dörder pencere ile aydınlatılmıştır. Caminin kuzeydoğu köşesinde bulunan ve camiye bitişik olan
minaresi orijinalliğini korumaktadır ve minarenin saçak hizasına kadar üç sıra tuğla ve bir sıra kesme taş kaidesi devam etmektedir. Gövdesini firuze renkli sırlı ve sırsız
çinilerden örülmüş baklava dilimli motiflerinin süslediği görülmektedir. Osmanlı döneminde yapılmış bir de çeşmesi bulunmaktadır.