Afyonkarahisar’da Kadınana’lar!.. | Raziye Celep

Raziye CELEP
Afyontime’dan alıntı

Afyonkarahisar’da Kadınana kavramı; ahlakı, bilgisi, görgüsü, çalışkanlığı ile sahip olduğu meziyetleri ilim, irfan ve maddi varlığını hiçbir çıkarı olmadan tamamen Hak’kın rızasını gözeterek toplum yararına hayırlı ve yararlı işler yaparak öncü ve örnek olan kadınlar için kullanılır.

Yüce kitabımız Kuranı Kerim’ de; Hayırlı işlerde (topluma örnek olup) önden gidenler ahirette mükkâfatta da önden gidecek (ve cennete ilk önce onlar girecektir) buyrulmuştur. (Vakıa Suresı- 10 ayet)

İşte Afyonkarahisar’ da hayırlı işlerde önden giden ve topluma örnek olan kadınların başında da kadınanalar olarak bilinen üç sultan kızı gelmektedir.

Anadolu Selçuklu Devletinin son hükümdarlarından III. Alaaddin Keykubat’ın Moğol prensesi ile evliliğinden olma üç kızı Melek Peyker, Naime Gevher ve Asiye Sultanlar Afyonkarahisar’da Kadınana  yada Kadınanalar olarak bilinmektedir.

Anadolu’nun atanan Moğol valiler ile yönetildiği dönemlerde can güvenlikleri tehlikeye giren sultanlar, 1318’de Selçuklu’nun başkenti Konya’dan Moğol zulmünden kaçarak ilimiz o dönemki adı ile bilinen Karahisarı Sahip’e sığınmışlardır. İlimize yerleşen Sultanlar, beraberlerinde saman çuvallarının içerisinde gizleyerek getirdikleri baba miraslarını hazinelerini, Afyonkarahisar halkı için kullanmışlardır. Yol, su, dere ıslahı, köprüler, mezarlık gibi işler dışında idari ve yöneticilik işlerinde de söz sahibi olmuşlar, toplumun kanaat önderleri arasında yer almışlardır.

Halk tarafından takdir gören saygı duyulan çok sevilen sultanlar, bu işlerin dışında yetiştirildikleri yüksek Selçuklu kültürünü de şehrimize taşıyarak ilimizin sosyal ve kültürel yaşamına da katkı sağlamışlardır. Türk kızlarımıza ve kadınlarımıza aktardıkları kültür ve medeniyet sadece yaşadıkları 1300 lü yıllar için değil gelecek nesillere de yüzyıllar boyunca aktarıla gelmiştir.

 

Afyonkarahisar’ın Kadınanalarının ilimizde başlıca bilinen hizmetleri şunlardır.

Önceleri halk arasında Ölçek Suyu olarak bilinse de sonraları bugün olduğu gibi KADINANA SUYU olarak bilinen Kışlacık ve Kalecik’ in yüksek yerlerinden arklarla gelen suyun MELEK PEYKER Sultan tarafından sahibinden satın alınarak, şehrimize kapalı borularla getirilmesi. İçimi yumuşak ve leziz olan Kadınana Suyu 700 yıldır merkezdeki belirli çeşmelerimizden halen akmaktadır.

Kadınanalardan ortanca olan NAİME GEVHER Sultan ise şehrin ortasından geçerek şehri Hıdırlık ve Kale olarak ikiye bölen DERENİN ISLAHI, yatağının genişletilmesi ve üzerine belirli aralıklarla 40 adet KÖPRÜ yaptırılması.  Bu köprü ve dere daha sonradan üzeri tamamen kapatılarak şehrin kanalizasyonuna dahil edilmiştir.

Kadınanaların en küçüğü ASİYE Sultan ise perişan mezarlık problemi ile ilgilenmiştir. Harabe halindeki mezarlıkların bakım ve onarımını yaptırmış şehrin merkezinde Ambaryolu’ndan Ordu Bulvarı’na  Saraçlar’dan Uzun Çarşı’daki dükkanların arkasını da içine alan kısma KADINANA MEZARLIĞI yaptırılmıştır. 1000 adet modern kapaklı mezar yaptırarak ihtiyaç sahibi halkın kullanımına bırakılmıştır. Ölümünden sonra kendisinin de buraya defnedilmesini vasiyet etmiştir. Cumhuriyet döneminde merkezden taşınan mezarlığın yerinden bugün sadece Ambaryolu’nun girişinde bulunan Asiye Sultan Türbesi’nin bulunduğu yer kalmıştır.

Yaptıkları hayırlı ve yararlı hizmetler ile topluma örnek olan Kadınanalarımızın bugünde binlerce temsilleri bulunmaktadır. Esasen Kadınanalık bir cinsiyeti temsilden öte bir karakteri temsil eder. Bu bağlamda, ahlakı, görgüsü, ilmi, irfanı, malları ve çalışkanlığı ile topluma faydalı olmak adına çalışan kadınlarımız kadar erkeklerimizde bu temsilde yerini alır. Önemli olan kadın erkek hiç fark etmez topluma yaptığı hizmetler ile faydalı olabilmektir.