Afyon’da sabah namazı Mısri Camii’nde kılınır

Cihad MERİÇ

dunyabizim.com

Afyonlu dostuma ‘En çok huşu duyduğun cami ve kendini en rahat hissettiğin mekan hangisidir?’ diye sordum. Beni sabah namazına Mısri Camii’ne götürdü. Cihad Meriç, dunyabizim.com’da yazdı..

Afyon, yolcu otobüslerinin mola durağı; çoğu kişi Afyon’a yakın tesislerde mola vermiştir. Afyonkarahisar’ın ağaç kolonlu Ulu Camii‘nde mola vermek ise herkese nasip olmaz.

Afyon külliyeli şehirler kategorisindedir. Gedik Ahmet Paşa Külliyesi, burmalı minareli camisiyle ön plandadır, hamamı ve  taş medresesi aktiftir. Duyduğumuza göre medrese yeni restorasyondan sonra daha da aslına yaklaşmış ve değerli bir soluklanma mekanı olmuş. Mevlevihanesi meşhurdur. İçinde sandukalar ve sema alanı mekanın kimliğini ortaya koyar. Kalesi ve şehri tepeden görmek isteyenler için düzenlenmiş mesire alanı görülmeye değerdir.

Ben genelde bir şehirde dostum varsa, o şehrin iyi adamlar listesinde kayıtlı kişi, ona ilk sorum şu olur: “En çok huşu duyduğun cami ve kendini en rahat hissettiğin mekan hangisidir?”

Bu soru üzerine Afyonlu dostum beni sabah namazına Mısri Camii‘ne götürdü. Gerçekten Afyon’da sabah vakti ile birlikte hayat o camiden başlıyor. Niğdeli dostum Paşa Camii’ne götürmüştü, oranın da havası başkaydı. Konya’da Kapu Camii ve Sır Hocamın camisi başkadır. Cizre’de Kırmızı Medrese özeldir. Trabzon’da dostum Ahibaba Camii’ne götürmüştü. Liste böyle uzar gider. Kısaca büyük olsun küçük olsun her şehrin hayata açılan kapıları ve insanları vardır, iş bu izi sürecek kabiliyette olmaktır.

Afyon’da sabah namazı Mısri Camii’nde kılınır

Mısri ismi ilk çağrışım olarak büyük derviş Niyazi Mısri‘yi işaret eder. Afyon’daki Mısri Camii bize başka pek bilinmeyen mısrilerin de olduğunu öğretti. Mısri Camii, Fatih Sultan Mehmed‘in paşalarından Karahisar Sancak Beyi Kasım Paşa tarafından, şeyhi Abdurrahim Mısri adına tekke-mescid olarak yaptırılmıştır. Şeyh vefat ettiğinde türbe de eklenmiştir. Şeyhin mezarı cami içinden geçilen bir odada ziyaret edilmektedir.

Tuğla yivli minaresi Gedik Ahmet Paşa Külliyesi’ndeki minareyi andırmaktadır. Mihrabı Selçuklu çinileri ile yapılmış olup, başka bir camiden söküldüğü düşünülmektedir. Çini motifi bana Konevi ve Alaaddin camilerinde bulunan motifleri hatırlattı.

Beni en çok etkileyen bilgi ise Kasım Paşa’nın oğlunu paşa olarak yetiştirmek yerine şeyhine teslim ederek manevi paşa olarak yetiştirmeyi tercih etmesi oldu. Kasım Paşa’nın oğlu şeyhin yanında yetişmiş ve ona damat olmuş, kendisinden sonra da halife olmuştur. Kemale eren Kemaleddin Efendi şeyh ile birlikte türbede sırlanmıştır.

Geçenlerde başka bir şehri anlattığım yazımdan dolayı “abarttığım” eleştirisi alınca şu cümle ilham olmuştu: “Şehirler de insanlar gibidir, nasıl bakarsak öyle görürüz. Aslında şehirde gördüğümüz bizi ele verir. Ne arıyorsak, ne isek, heybede ne varsa gördüğümüz odur.”

Hatta biraz daha ileri giderek şu cümleyi kuruyorum. Her şehrin delisi, velisi, iyisi, kötüsü dengeli dağıtılmıştır. Sadece bazı kırılmalardan dolayı veya perdelerden dolayı ya tam göremiyoruz ya başka şekilde görüyoruz.

O zaman dostlar bir daha bakalım insanlarımıza ve şehirlerimize.

Afyon’dan sonra yolumuz Aydın’a doğru. Daha önce Eski Çine’yi ve Kuşadası’nı yazdım. Nasip olursa Sard şehrine uğrayıp Biga’ya geçeceğiz.


Kaynak link: https://www.dunyabizim.com/gezi-mekan/sehirlere-nasil-bakarsak-oyle-goruruz-h18021.html (Erişim:08.10.2019)