Selçuklulardan günümüze Afyonkarahisar’da eğitim ve kültür

ANILARLA AFYONKARAHİSAR KİTABINDAN…

Hazırlayan: Muzaffer UYAN

Metinler:
Coğrafya: Yrd. Doç.Dr. Özer Yılmaz
Tarihçe: Uzm. Mustafa Karazeybek
Uzm. Özer Küpeli
Uzm. Yusuf İlgar


AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ YAYINLARI

Afyonkarahisar çevresinin Türkler eline geçmesiyle beraber eğitime büyük önem verilmiştir. Nitekim Alaaddin Keykubat’ın 1231-1233 yılları arasında kalenin dışarısında öncelikle bir medrese (Hisarardı Alaaddin Medresesi) yaptırması bunu göstermektedir. Aynı zamanda, kalenin tamiratından sonra kalenin ve medresenin açılışına, I. Alaaddin Keykubat’ın bizzat katılmasıyla birlikte naipler, emirler ve bilginler içerisinde Mevlana Celalettin-i Rûmi’nin de bulunması, buraya verilen önemin yanında bir kültür merkezi oluşturma hedefine de işaret etmektedir.

Osmanlılar Döneminde Eğitim:

Afyonkarahisar da özellikle XV. yüzyılda eğitim, sanat ve kültür hayatında önemli gelişmeler olmuştur. Bu yüzyılda yapılan Gedik Ahmet Paşa, Umur Bey ve Kasım Paşa külliyeleri bu gelişmenin göstergeleridir. Bunlardan sadece Gedik Alı met Paşa Külliyesi’nde medrese öğrencilerinden başka kırk kadar görevlinin hizmet verdiği, külliye imaretinde gelip geçen, ihtiyacı olan herkese yemek dağıtıldığı gözönüne alındığında bu külliyelerin kapasitesi hakkında bize yeterli bir fikir verecektir.

Osmanlı eğitim yapısına tarikatler ve esnaf teşkilatlannın katkısı olmakla birlikte asıl unsuru okullar oluşturmaktadır. Osmanlı eğitim sistemini incelediğimizde okulların, bizzat devlet tarafından yaptırılmayıp padişahlar, sadrazamlar, vezirler gibi devletin üst kademesinde yer alan kişiler ile ulemâdan ve halktan maddi gücü iyi olan kişiler tarafından yaptırıldığı görülür. Genellikle okulu yaptıran kişi bu müessesenin ebediyyen faaliyet göstermesine yönelik olarak okulun her türlü ihtiyacını karşılayabilecek gelir kaynakları tahsis ederlerdi. Okul yaptırıldıktan sonra okulun tamiratı gibi bina ile ilgili masraflar ile okulda çalışan görevlilerin maaşları, okuldaki öğrenciler dahil yemek ve barınma masrafları, velhasıl okul ile ilgili bütün masraflar için yeterli gelir kaynakları vakfedilirdi. Bu yolla eğitim ve öğretim için devlet hazinesinden para harcanmadan hizmetler sürdürülürdü.


Osmanlılarda Tanzimat’ın ilanına kadar olan dememde bütün taşra vilayetlerinde olduğu gibi Afyonkarahisar’da da okullaşma olarak sıbyan mektepleri ile orta dereceli medreseler karşımıza çıkmaktadır. Tanzimat’tan sonra Avrupai tarzda modern okullar olarak ana mektebi, ibtidai, rüşti, idâdi ve darülıııuallimin okullannın açıldığı; bunun yanısıra eski usul mekteplerin de 1924 yılına kadar eğitim verdikleri görülmektedir. Türk okullarının yanısıra, gayr-i müslimlere ait (Ermeni vs.) ilk ve orta dereceli okullar da açılmıştır. Cumhuriyet in ilanından sonra 1924 yılında eski usul sıbyan mektepleri ve medreseler kapatılmış, diğer okullarda modernleşme çalışması başlatılmıştır.

Sıbyan Mektepleri:

Okul denince ilk olarak ilköğretimin yapıldığı sıbyan mektepleri akla gelmektedir. Afyonkarahisar’da XV. yüzyılda 3, XVI. yy.’da 2, XVII. yy.’da 9, XVIII ve XIX. yy.’Iarda 5’er, XX. yy. başlannda 10 olmak üzere toplam 34 sıbyan mektebi açılmıştır. Ancak bunlardan faaliyete devam etmeyenler konusunda yeterince bilgiye sahip değiliz.

Karahisar-ı Sahib merkez kazada. 1898 yılında 13 sıbyan mektebi bulunmaktadır. 1900 yılı başlarında Afyon’a gelen Mehmet Ziya Efendi de 13 sıbyan mektebi olduğunu haber vermektedir.

İbtidaî Mektepler:

İbtidâi mektepler, Sıbyan mekteplerinin yanısıra Avrupâi tarzda eğitim vermek üzere açılan ilkokullardır.

Afyonkarahisar’da İbtidai olarak, XIX. yüzyılda 8, XX. yüzyıl başlarında 12 mektebin açıldığı anlaşılmaktadır. Afyonkarahisar şehri ve köylerinde 1329-1330/1913-1914 öğretim yılında mevcut olan ibtidai mektep sayısı 43’tür. Bunlardan 28’i hükümet ile maarife, 4’ü vakıflara. 9’u köy halkına ve 2’si kişilere aittir. İstatistiklerden bu yılda mevcut olan eğitim kurumlarının yaklaşık 1/3’ünün vakfa, köy halkına ve kişilere ait olduğu anlaşılmaktadır. 1913-1914 öğretim yılında 5 erkek, 1 kız özel mekteb-i ibtidai bulunmaktadır. Okullardaki öğretmen ve sınıf dağılımı ile sınıfların mevcudu kesin olarak bilinmemekle beraber, eldeki bilgilere göre yaklaşık 34 öğrenciye bir öğretmen düşmektedir. Karahisar-ı Sahib Livasında 1913-1914 öğretim yılında genel ibtidai mekteplerde toplam 3-917 öğrenci bulunmaktadır. Genelde kız öğrencilerin az sayıda oldukları dikkati çekmektedir. Öte yandan bu okullara hazırlık olmak üzere Afyonkarahisar’da 1917 yılında iki Ana Mektebi eğitim vermektedir.

Medreseler:

Osmanlı eğitim sisteminde en önemli yeri işgal eden eğitim kurumları ise medreselerdir.

Afyonkarahisar’da ilk medresenin daha Alaaddin Keykubat döneminde açıldığını yukarıda belirtmiştik. Osmanlı döneminde ise çok sayıda medresenin faaliyet gösterdiği bilinmektedir. Nitekim 1528 tarihli bir kayda göre, Karahisâr-ı Sahib merkez kazada hepsi orta dereceli olmak üzere Ahmet Paşa Medresesi, Hisar Ardı, Alaaddin Fazlullah Paşa ve Ot Pazar medreseleri bulunmaktadır. Sonraki yüzyıllarda yeni medreseler açılmış ve bu okullar kapanıncaya kadar çeşitli dönemlerde Afyonkarahisar’da 43 medrese eğitim-öğretim faaliyetinde bulunmuştur. ‘

1914 yılında Islâh-ı Medâris Nizamnâmesi’nin yürürlüğe girmesinden sonra Karahisar-ı Sahib’deki pek çok medresede değişiklik olmamış; ancak burada Recep Efendi Medresesi yeni uygulamaya alınmış; burada 1915-16 ders yılında beş senelik medrese-i tâliye olarak eğitime başlanmıştır. Bu uygulamada, Anadolu’da ilk açılan 14 medrese içerisinde yer alan bu medresede, diğer taşra medreselerinden ayrı bir ders programı uygulanmıştır. 1914 yılında Karahisar-ı Sahib merkezinde 21 medresede 317 öğrenci kayıtlıdır. 1915 yılında seferberlik sebebiyle, askerlik çağında olan medrese öğrencilerinin de askere çağrılması üzerine İsceli Medresesi nin bütün öğrencileri askere alınmıştır. Medreseler, 16 Mart 1924 tarihli kanun ile kapatılarak tarihe kanşmıştır.

Diğer Okullar:

Yukarıda bahsettiğimiz okullar dışında XIX. yüzyılın ikinci yarısında Ban tarzında Rüşdive, İdadi. Sultani ve Darü’l-Muallimin-i İbtidaiyye gibi okulların açıldığı görülmektedir.

1906-1907’de Afyonkarahisar’da biri özel en az üç Rıişdiyenin varlığı bilinmektedir. Bunlar Karalıisâr-ı Sâhib Erkek Rüşdiyesi. Karahisâr-ı Sâhib Kız Rüşdiyesi ve Eser-i Terakki Mektebi (özeli dir. Rüşdiyelerin öğretmen ihtiyacını karşılamak için. 18 Mart 1848’de Dârü’l-Mııallimin-i İbtidâiyye’ler açılmıştır. Afyonkarahisar’da bunlardan dört okul hizmet vermiştir . 1869 Maarif-i Umûmiye Nizâmnâmesi ile bin haneli her kasabada rüşdiyelerin üstünde, sultanilerin altında, eğitim süresi üç yıllık bir ona eğitim kurumu olarak idadi mekteplerinin açılması öngörülmüştür. Buna göre Karahisâr-ı Sâhib Erkek Rüştiyesi. 19 Ağustos 13II/ H.I313/M.3I Ağustos 1895 tarihinde beş yıllık idadiye çevrilmiştir. Okulun bu tarihte açıldığı idadi müdürlüğü mühründen de anlaşılmaktadır. İdâdi, şimdiki Afyon Lisesi nin bulunduğu binaya ise 1916-17 yılında taşınmıştır. Okulun giriş kapısı üzerindeki Mekteb-i İdâdi-i Mülkî yazılı çinili levha zaman içerisinde kaybolmuştur. Diğer İdâdi 1918 yılında Namık Kemal İlköğretim Okulunun alt bahçesinde bulunan bir binada açılmıştır. Bu İdadinin ne zaman kapandığı tespit edilememiş olup sözkonu.su binaya 1947 yılında vilayetçe verilen bir kararla Namık Kemal Okulu taşınmıştır. Sultaniler; ortaöğretim kurumunun en yükseği olarak görülmekledir. 1869 Nizamnamesi nde, vilayet merkezlerinde sultanilerin açılması öngörülmüştür. Beş yıllık olan Afyonkarahisar İdadi si, 1921-1922 öğretim yılında 9 sınıflı Sultani ye, 1930 yılında da liseye dönüştürülmüştür.

Cumhuriyetin İlk On Yılında Eğitim:

Osmanlı Devleti nde özellikle XIX. yüzyıl ile XX. yüzyılın başlarında eğitim ve öğretimde çok farklı okullar faaliyet göstermeye başlamış ve eğitimdeki çokbaşlılığın da etkisiyle bir keşmekeşliğin içine düşülmüştür. Bununla birlikte ülkenin pek çok kesimi düşman işgali altında kalmış ve bu işgaller sırasında okulların birçoğu yakılmış, yıkılmış veya başka amaçlar için kullanılmıştır. Bunun yanısıra arkası kesilmeyen savaşlar neticesinde okuma-yazma bilen, eğitimli insan sayısı son derece azalmıştır. Yeni bir devletin kunılması ve yücelmesinin yolun da ancak eğilimli insanların yetiştirilmesinden geçtiği fikrinden hareketle. Cumhuriyet döneminde eğitime ve öğretime özel bir önem verilmiş, herkese okuma-yazma öğretmek en önemli hedef olmuştur.

Milli Mücadele döneminde, Karahisar-ı Sâhib’de Dârü’l-muallimin ve İdadi mektepler ve sair ibtidai okul binaları İngilizler tarafından 1919’dan kısa bir süre önce işgal edilmiştir. Diğer taraftan Recep Efendi Medresesi de 1922 yılında Yunanlılar Afyon’dan giderken yakılmış bazı okullar da Türk ordusu tarafından bir süre hastahane olarak kullanılmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında okul binaları yeterli gelmediğinden, başka amaçlar için yapılmış pek çok bina eğitim-öğretim için kullanılmıştır.

1923-1924 öğreıim yılında Afyonkarahisar’da mevcut 73 ilkokuldan ancak 3u okul olarak yapılan binalarda hizmet verirken, 39’u şahıslara ve vakıflara aij binalarda faaliyet göstermektedir. Bu binalardan sadece 36’sı eğitim ve öğretime müsait olup, 37’si sağlık şartlarına uygun değildir. Bu dönemde 73 ilkokulda 6.793; 1 orta mektepte 186. Darü’l-eytâm’da 9 7 öğrenci mevcuttur. Okullardaki toplam öğrenci sayısı ise 7.076’dır. Yapılan çalışmalar sonucunda Afyon’daki okul sayısı 19.32-1933 yılında 132’ye ulaşmıştır. Bu okullarda 242 öğretmen görev yaparken. 10.079 öğrenci eğitim görür hale gelmiştir. Cumhuriyetin kunıluş yıllarında okulların mekan sıkıntılarının yanında öğretmenler de maddi sıkıntılar yaşamışlar, bazen maaş alamadıkları dahi olmuştur. Maddi sıkıntıları gidermek için 1923 yılında eğitime katkı payı olarak tedrisat vergisi çıkarılmıştır.

Afyonkarahisar vilâyetinin 1928-1929 yılllanna ait bütçeleri incelendiğinde, devletin eğitim işlerine ne kadar çok önem v erdiği açık bir şekilde görülür. 1929 yılında toplam ödeneğin yansından fazlası eğitim harcamalarına ayrılmıştır. Aynı yılda maarif vergisi olarak, arazi vergisi gelirinden %19. müsakkafattan %15. kazançtan %28 ve sayım vergisine ait koyun, kıl keçi ve eşekten %2S. tiftik keçiden %21, deve, manda, inek, öküz, at. iğdiş, kısrak ve katırdan %32 hisse alınması I ı54 sayılı kanun gereğince vilâyetçe kararlaştırılmıştır. Ayrıca satılacak medrese ve mektep bina ve arsalarından beş bin lira gelir gelmesi beklenirken merkez ilk mekteplerin inşaat masrafı için on beş bin lira, ilk mektepler istimlâk bedeli için onbin lira, muallim mektepleri hissesine 51.852 lira, sanat mekteplerine de 2260 lira ayrılması plânlanmıştır.

Harf inkılâbından sonra Halk Fırkası nın. Türk Ocağı Afyon Şubesi nin ve Muallimler Birliği nin açmış oldukları eğitim kursları fevkalade rağbet görmüş, pek çok insan bu kurslara katılarak okuma-yazma öğrenmiştir. Türkiye’de halkevlerinin kurulmasıyla. Afyon Halkevi’nin de 1932 yılından itibaren özellikle halk eğilimi ile ilgili başarılı çalışmalar yaptığı görülmektedir. Afyon Halkevi, hemen hemen bütün köylerde açılan Halk Odaları aracılığıyla, özellikle okuma-yazma hususunda etkinliklerini uzun yıllar sürdürmüştür. Bu çalışmalar neticesinde 1933 yılında. Millet Mektepleri nde okuyan 2.9Ö4 erkek, 105 kadından. 1484 erkek ve 10 kadın imtihanlarda başarı göstererek belgelerini almışlardır.

Afyon Milli Eğitim Müdürlüğü 1929 yılında okulu olmayan köylerdeki öğrencilerin eğitimi için her kazada, yirmişer kişinin kalabileceği yurda sahip birer dershane açmıştır. Bu iş için Afyon’da da Dinarlızade Medresesi binası tahsis edilmiştir. İlk mekteplerden fazla mezun verilmeye başlanınca ona mekteplerde 1926 yılında pedagoji sınıfları da açılmıştır. 1930″da pedagoji sınıfları yerine Lise devresi açılarak, 1933 Haziranı nda ilk mezunlannı vermiştir. Çevre şehir ve kazalardan Liseye okumaya gelen öğrencilerin barınmaları için ayrıca pansiyon açılmıştır.

Kısaca ifade edecek olursak; Cumhuriyetin ilk on yılında, Osmanlı Devletinin son döneminde eğitim ve öğretimin içine düştüğü girdaptan kurtarılması için adeta ikinci bir Milli Mücadele başlatılmış ve Atatürk’ün dirayetli ve köklü sistem değişiklikleriyle çağdaş yeni bir toplumun oluştumlması için temel taşları yerlerine oturtulmuştur. Bu dönemde Afyonkarahisar’da yapılanlar da. sözkonusu çalışmaların fiili olarak uygulanmasından ibarettir.

Diğer Kültür Unsurları:

Afyonkarahisar kültür, sanat ve eğitim hayatında emeği geçmiş binden fazla ilim ve sanat erbabı bulunmaktadır. Hattab Haydar bin Ebu’l-Kasım (öl.1317), Abdürrahim Karahisari (öl. 1483). Sultan Divanî (öl.1540?), Ahmet Şemsettin Karahisarî (öl.1556), Mustafa Ahteri (Öİ.1578). Gülaboğlu Mehmed Askerî (öl.1689). Salih Dehşeti (öl.1875), Çiloğlu Deli Bekir (Harabi) (öl.1878), Cevat Ahmet Paşa (Öİ.1900). Hasan Mazhar Paşa (öl. 1917), Ömer Fanık Atabek (öl. 1999) bunlardan bazdandır. Bunun yanısıra, yörenin kalem erbabı tarafından kaleme alınmış, Afyon Gedik Ahmet Paşa Kütüphanesi ve Afyon Arkeoloji Müzesi nde birçok yazma eser bulunmaktadır. Genelde XV. ile XIX. yüzyıllar arasında kaleme alınmış olan bu eserler Afyonkarahisar’ın kültürel hayatının seviyesi hakkında fikir vermektedir. Osmanlı Devleti’nin son döneminde Afyonkarahisar’da iki kütüphane bulunmaktadır. Her iki kütüphanenin kitaplan Cumhuriyet in ilk yıllarında birleştirilerek hizmete sunulmuştur. Afyon’da bulunan iki kütüphanede 1894-1895 ders yılında toplam 772 kitap bulunmaktadır. Bunlardan 647’si yazma. 175’i matbu eserdir. Gedik Ahmet Paşa İl Halk Kütüphanesi, 1998 yılı istatistiklerine göre 1.327 adet yazma, 2.787 adet eski harfli basma eser olmak üzere toplam 52.965 adetlik bir koleksiyona sahiptir. Osmanlı kültür hayatında okulların yanısıra tarikatların ve esnaf teşkilatlannın da katkılan bulunmaktadır. Tarikatlar Osmanlı toplumunun manevi dünyasını yapılandırmasında ve sosyal ilişkilerinin oluşmasında etkili olmuştur. Afyonkarahisar’da özellikle Mevlevilik büyük revaç bulmuş. Konya’dan sonra Mevleviliğin ikinci merkezi olmuş, bazı yönleriyle Konya’nın önüne geçmiştir. Bu durum gözönüne alındığında Mevleviliğin halk arasında geniş kabul gördüğü ortaya çıkmaktadır. Osmanlılarda okulların haricinde eğitim veren bir diğer kurum da esnaf teşekkülleridir. Özellikle sanat ve zanaat erbabının eğitilmesinde ve yetiştirilmesinde loncalar ağırlıklı.bir yere sahipti. Çeşitli esnaf grupları kendi mesleklerinde hizmet verecek kişilerin usul ve nizamları çerçevesinde yetiştirilmesini sağlarlardı. Ustalar yanlarında bulunan çırak ve kalfalara meslek âdabı ve incelikleri ile toplum içerisinde takınacakları tavır dahil kişiyi lier yönüyle yetiştirmeye çalışırlardı. Belli aralıklarla çıraklık ve kalfalıkta olgunlaşan kişiler düzenlenen törenlerle bir üst seviyeye geçerlerdi.