Haşgeşdaşı…

Av. Kadir DAYLIK

AYTAM Afyonkarahisar Yerel Tarih Araştırmaları Merkezi “Afyonkarahisar’da tarihi “aşağıdan” yazalım…” Kitabından…

Haşgeşdaşını hiç kafasına yiyeniniz var mı? Ben birkaç defa yedim.

Babaanneme yalvarırdım, “ben de biraz haşhaş sürteyim” diye… İzin verirdi ama onun el alışkanlığı ile az çok düzenli ve uyumlu bir biçimde art arda sergilediği hareketlerini beceremezdim. Bir avucuna aldığı kavrulmuş haşhaş tanelerinden yeteri kadarını taşın üzerine döküp sonra da onları azar azar taşın elciğinin altına alıp sürtülmüş haşhaşı ön tarafta biriktirirdi… Babaannemin sürttüğü haşhaşlardan hırsızlama alıp yediğimi, ya da şekerle karıştırdığımı unutmadım. Ne zaman haşhaş kokusu duysam babaannemin haşhaş sürtmesi hafızamda canlanır.

Babaannem şimdi yok. Onun sonsuzluğa göçtüğünü öğrenince haşgeşdaşını kafama yemiştim. Bunun acısı hiç geçmeyecektir.

Afyonkarahisar’ın yerel tarihini aydınlatmada, küçük büyük mutlaka katkısı olacak, geçmişe ilişkin gündelik yaşam biçimlerine ait tüm görgülerini de babaannem yanında götürdü; onları doğrudan biçimde ondan dinlemek artık mümkün değil.

İmaret Camisinin karşısındaki eski evleri ve sokakları bilir misiniz? Şimdi yoklar. Hele o evlerden bir tanesi vardı ki kartpostallara bile basılmıştı, o kartpostal şimdi bulunur mu bilmem. Kırmızı boyalı iki katlı büyük bir evdi. Sanırım iki girişi vardı. Önünde faytonlar dururdu.

İşte o evin yıkıldığını gördüğümde haşgeşdaşını o zaman da kafama yemiştim, hala acıyor…

Kız kardeşimin oğlu henüz 2 yaşında. Acaba biraz büyüyüp aklı erdiğinde haşgeşdaşından ve onu kafama yediğimden bahsettiğimde buna ne anlam verecektir?

Haşgeşdaşını nasıl hayal edecek, onu, nasıl kafama yediğimi düşünecektir?

Anlattıklarımın mecazi anlamda olduğunu kavrayabilmesi için, en iyisi onu, haşgeşdaşı ile buluşturarak, elleriyle tutup, öyle birkaç defa kafaya yenecek kadar hafif bir şey olmadığını göstermeliyim.

Afyonkarahisar’da artık evlerde bulunmayan fakat yakın zamanlara kadar her evin demirbaş mutfak gereci olan haşgeşdaşını yeni kuşaklara göstermek, anlatmak bizim görevimiz değil mi?

Sergilenecek nesneler arasında elbette haşgeşdaşı da olacak. İyi ki olacak. Yoksa yeni kuşak haşgeşdaşını gerçekten kafama yediğimi zannedip hafızasına öyle kaydedecektir. Görsünler ve bilsinler ki, gerçekten de haşgeşdaşı kafaya yenecekse, bir defa yenir, sonra da sonsuzluğa göçülür.

Kaynak link: http://www.aytam.org.tr/tanitim.pdf (Erişim:20.03.2019)