Milli Mücadele’de son kongre: Afyon Kongresi

Seydi ÇALIŞKAN

“Milli Mücadele sırasında, ( 2 Ağustos 1920’de) Afyon Kongresi toplanmıştır. Kongreye Mustafa Kemal başta olmak üzere; Konya, Uşak ve Nazilli Müdafaa-i Hukuk Derneği temsilcileri ile bölgede görev yapan Kol Ordu ve Tümen komutanları katılmıştır. Afyon Kongresi sonunda daha önceki kongrelerde sözü edilen otonomi tezi reddedilmiş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi hukukuna geçilmiştir. Afyon Kongresi, Batı Anadolu kongreler sisteminin sonuncusudur(6). Kongreler ve örgütlenme dönemi Afyon Kongreleri ile sona ermiştir 

Afyon Kongresinden; “Tüm Milli Güçlerin, Türkiye Büyük Millet Meclisine tabi olması” kararı çıkmıştır. Böylece önceden Kuvayı Milliye yanlısı olukta sonradan ortaya çıkan veya çıkılabilecek ayaklanmaları önleyerek düzenli orduya geçiş hızlandırmak istenmiştir. 

“Ayrıca Afyon, Ege Bölgesi’ndeki sivil direnişin temel taşlarından biri olan Afyon Kongresi’ni gerçekleştirmekle Doğu’da yapılan kongrelerle Batı’da yapılan kongrelerin birleşmesini sağlamış, iki bölge arasında çıkması muhtemel sürtüşmeler bu toplantıyla önlenmiştir. Bu kongreyle bütün müdafaa-i hukuk, redd-i ilhak ve Kuvayı Milliye harekâtı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin denetimi altına alınmıştır.(6) 

Siyasi örgütlenme ve yörede askeri teşkilatlanmayı Miralay Arif Bey başlatmıştır.. Afyonlular, Bayatlı Arif Bey’in başkanlığında Salih Kesri, Hoca İsmail, Şükrü Efendi, Hasan Çerçel, 23. Fırka: Kumandanı Ömer Lütfü Bey, Hoca Nebil Efendi, telgraf memurları Hadi ve Ali Beylerle Afyon Kuvayı Milliye Teşkilatını kurmuşlardır. Teşkilatın kuruluşu halk arasında sevince yol açmıstır(7)

Arif Bey komutasında oluşturulan askeri güce; “Karakeçili Milli Alayı” ‘denmektedir. 

“Arif Bey’in, kaymakam (yarbay) olduktan sonra Harb-i Umumîdeki son görev yeri, İzmir’dir. Arif Bey, İzmir’in işgali üzerine memleketi Eskişehir Aziziye (Emirdağ) üzerinden Bayat’ a ulaşmış ve Başara Köyü yakınındaki Eğerlitepe Yaylasına çıkmıştır6.” Ancak; bu yolculuk kolay olmamıştır. Yolculuk sırasında yanın sadece; Emekli Binbaşı Abdullah Bey, istihkâm yüzbaşısı Nurettin, bir topçu zabiti ve sekiz er bulunmaktadır. Haziran 1919’da Seyitgazi’de pusuya düşürülerek tutuklanmak istenmiştir. Çıkan çatışmada arkadaşlarından birini kaybederek Emirdağ’a (Aziziye) ulaşmıştır. Arif Bey, Emirdağ- Bayat ve civar Köylerden topladığı gruplarla, Milis gücü oluşturmuştur. 

Aziziye (Emirdağ)de Kaymakam Nuri Bey, Müftü Sabri Efendi, Tahir Efe ve diğer ileri gelenlerle toplanarak “ Karakeçili Müfrezesi’ni kurmuşlardır. Bu müfreze daha sonra “Karakeçili Milli Alayı”nın nüvesini oluşturmuştur. Arif Bey, kurduğu milis gücü ile çevredeki şekavet hareketlerini (Şakilik / Eşkıyalık etme) önleyerek, asayişi sağlaması; halkın kendisine güven duymasında ve destek vermesinde etkili olmuştur. Arif Bey’in, Seyitgazi Askerlik Şubesini basarak; silah ve cephaneyi ele geçirmesi, milis gücünün silah donanımı açısından güçlü duruma gelmesini sağladı. Bu olaydan sonra, İstanbul hükümetince tutuklanması için emir çıkarıldı. Arif Bey, benzer bir olayda Afyon Tümen Komutanı Ömer Lütfi Bey’in yardımı ile İngiliz kontrolündeki cephaneliği de boşaltmıştır.

Konu ile ilgili olarak, Osman Köksal’ın “Geride Kalmış Bir Kuvayı Milliyeci; Kaymakam Bayatlı Arif” isimli makalesinde geniş olarak açıklamıştır. 

“… 1919 Ekim ayında, artık Afyon yakınındaki Erkmen bağlarında karargâh kuran Arif Bey’ in müfrezesi, 200 kişiye ulaşmıştı. Tümen karargâhının da burada bulunduğu düşünülürse; bu sayede o, Anadolu’ da ki yaygın tatbikata uygun biçimde müfrezesinin silah, cephane ve benzeri askeri ihtiyaçlarının ikmalini Askeri depodan kolayca sağlıyordu. Bu sırada Afyon’u kontrol altında tutan İngilizler, Arif Bey’ den kuşkulanmaya başladılar. Bunda da haksız değillerdi. Nitekim Arif Bey, 23.Tümen Komutanı Ömer Lütfi Bey ve bazı Müdafaa-i Hukukçuların da yardımıyla bir gece ansızın İngiliz kontrolündeki cephaneliği basarak nöbetçileri bağlatıp, bütün cephaneliği boşalttırdı(9).” 

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tarih Bölümünden Prof. Dr. Osman Köksal, Arif Bey’in oluşturduğu milis gücüne “ Karakeçili Milli Alayı” adını vermesini şu şekilde açıklamaktadır: 

Birliğinin “Karakeçili Müfrezesi”, ya da daha sonraki adıyla “ Karakeçili Milli Alayı” olarak adlandırılması, bölgedeki yerleşim birimlerinde meskûn muhtelif Oğuz boylarına mensup “Karakeçili” Türkmen Oymaklarının ayrı bir itibarı olmasındandır. Hatta Arif Bey de kendisini “Karakeçililerden saymaktadır. Anadolu’nun pek çok yöresinde olduğu gibi, Afyon-Kütahya- Eskişehir üçgeninde, özelikle Aziziye (Emirdağ)-Bayat civarında yoğun bir Oğuz-Türkmen yerleşimi mevcuttur(10).” 

Afyonkarahisar Kuvayı Milliye Kumandanlığı görevini de üstlenen Arif Bey, bölgedeki hareket kabiliyeti yüksek milis gücü ile asayişi düzene koymuştur. Aynı durum, Çerkez Ethem’in “Kuva-i Seyyare ”si için söz konusudur. İsyanları bastırmada hızlı hareket eden atlı birliklerin, etkisi büyüktür. 

Bazı sözlü tarih verilerine göre; Arif Bey’ in, Bayat ve bağlı bulunduğu Aziziye (Emirdağ) civarından etrafına toplamaya başladığı Karakeçili Müfrezesinin nüvesini oluşturacak milis gücü içerisinde, Emirdağ’ dan Çerkez Mehmet, Kara Hüseyin, Çukurkuyulu Acem Oğlu, Holuzlu Deli Hacı, Kürt Ali Çavuş, Sadık Onbaşı, Çatallı Köyden Taşbaş Mehmet (Mehmet Pehlivan), Akpınarlı Kopuk, Pörnekli Cumali Çavuş, Elhan Köyünden Abdülkadir Hocaoğlu Yusuf Çavuş, Soğukkuyulu Palaoğlu Kara Ahmet, Tabaklarlı Kara Vahit gibi bir kısmı önceden silahşor, çeteliğe yatkın kimseler bulunuyordu. Ancak Kaymakam Arif Bey birkaç ay içerisinde birliğini takviye edip, Afyonkarahisar’ da bulunan 23. Tümen Komutanı Albay Ömer Lütfi Bey’ le temas halinde bölgede adını duyurmaya başlamıştır(11).” 

Bu toprakların yetiştirdiği Bayatlı Arif Bey ve “Kuvayı Karakeçili” birlikleri, bölgedeki kamu otoritesini sağlamış, halkın Kuvayı milliye katılımını hızlandırmış, İngiliz birliklerini taciz ederek, Yunan ilerleyişini yavaşlatarak, II. Bozkır , 1.Düzce İsyanını bastırıp, Bolu, Ahmet Anzavur ve Konya ayaklanmalarının bastırılmasında önemli katkıda bulunmuştur. Arif Bey, Kızılcahamam’ da 11-12 Mayıs’a bağlayan (1920) gece çadırında hain bir suikast sonucu şehit edilmiştir. Bu cinayet maalesef faili meçhul kalmıştır. İşgal güçlerinin ve Yunanlıların Afyon ve çevresini işgal etmeleri Arif Beyin katledilmesinden sonra gerçekleşmiştir(12)

Afyonkarahisar’ın Yunanlılar tarafından ilk İşgali 28 Mart 1921’de olmuştur. On gün süren İşgal sonunda 7 Nisan’da Yunanlılar şehri boşaltmışlardır. 13 Temmuz 1921’de başlayan ikinci Yunan işgali ise Büyük Taarruza (27 Ağustos 1922) kadar sürecektir(13). Bu işgaller sırasında, yakma, yıkma, yağma, talan, gasp gibi mala yönelik sömürgeci davranışlar dışında, yöre halkı temel insan hakların her türlü ihlalini bire bir yaşamak zorunda kalmıştır. 

Ankara‘daki 20.’nun 2 tümeninden biri Ankara‘da diğeri Afyon‘da, Afyon bölgesi, Yunanlıların son durağı olduğundan, istikbâldeki Millî Mücadele bu topraklar üzerinde başlayacaktı. 

4. Prof. Dr. Enver Konukçu, 25 Ağustos 2012, Oruçoğlu Termal Otel Konferans Salonu 1.Oturum, Afyonkarahisar 5. Mustafa Ekincikli, Gazi Türkiyat, (Türklük Bilimi Araştırmaları Dergisi ) Güz 2012/11:s.140 6. (T.C. Kültür Ve Turizm Bakanlığı Afyonkarahisar İl Kültür Ve Turizm Müd. Tanıtım Sitesi) 7. Barıs Çiftçi Karahisar-ı Sahip Mebusu İsmail Sükrü Efendi (Çelikalay) Hayatı Yüksek Lisans Tezi s.47 8. Afyon Kocatepe Üniversitesi www.aku.edu.tr/ anasayfa 9. Osman KÖKSAL Geride Kalmış Bir Kuva-yı Milliyeci: Kaymakam Bayatlı Arif… History Studies Volume 2/2 2010 s. 473 10. Seydi Çalışkan Arşiv Kayıtlarında Emirdağ isimli eserinden Özetleme (Sayfa 198-204’den) 11. Osman KÖKSAL Geride Kalmış Bir Kuva-yı Milliyeci: Kaymakam Bayatlı Arif… History Studies Volume 2/2 2010 s.475-476 12. Aynı Eser 2/2 2010 s.,476 13. İsmail Hami Danişmend, İzahlı OsmanlıTarihi Kronolojisi, C.IV, İstanbul 1972, s.466.

KAYNAK:
AFYON’U SON VATAN BİLENLER / SEYDİ ÇALIŞKAN
Afyonkarahisar Kocatepe Anadolu Lisesi Gençlik ve Spor Kulübü Yayınları – Temmuz 2018

AÇIK KAYNAK LİNKİ: 
https://drive.google.com/file/d/18TmmIQGEjgx2bLL0PdBzboY2V7PP3vBt/view (Erişim:27.01.2020)