Yazar Elçin Öztürkoğlu, kimliksiz Türkler’i anlattı

Türkiye’de kimliksiz Türk olma konulu “Yoksun” adlı kitabın Yazarı Elçin Öztürkoğlu, kimliği olmadan yaşamak zorunda kalan Türklerin yaşadığı sıkıntıları anlattı.

Turan Kültür Derneği tarafından Yazar Elçin Öztürkoğlu’nun Türkiye’de kimliksiz Türk olma konulu “Yoksun” isimli kitabı üzerine gerçekleşen söyleşi programı Cumartesi akşamı dernekte gerçekleştirildi.

“KİMLİKSİZ TÜRKLER’E KORKUNÇ İSTİSMARLAR VAR”

Turan Kültür Derneği Başkanı Yusuf Nar, derneğin konuğu olarak İstanbul’dan Afyonkarahisar’a gelen “Yoksun” adlı kitabın Yazarı Elçin Öztürkoğlu’na davetlerine icabet etmesi nedeniyle teşekkür etti. Nar, “Türkiye’nin Öteki Türkleri- Türkiye’de Kimliksiz Türk Olmak” ismini verdikleri söyleşi katılımcılarına da teşekkür etti. Nar, Elçin Öztürkoğlu’nun “Yoksun” kitabını okuduğunda konuyla ilgili bugüne dek düşünmediği pek çok detayın olduğunu, korkunç istismarların yanında bu insanların gerçek anlamda insanlık dışı şartlarda yaşadıklarını öğrendiğini açıkladı. Nar, “Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine Çin’in uyguladığı sistematik bir zulüm var. Oradan kaçıp gelen insanlara burada yani Türkiye’de kendilerine sahip çıkacak kimse yoksa mafya tarafından Çin benzeri bir zulüm görüyorlar. Bu anlamda bu konuya değindiği için Elçin Öztürkoğlu hanımefendiye ben çok teşekkür ediyorum. Bize yeni ufuklar açarak sorumluluklarımızı bir kez daha hatırlattı. Bu vesileyle Afyonkarahisar kamuoyunu bilgilendirmiş olmaktan mutluyum.” dedi.

“GELİNEN NOKTA KONUNUN DUYURULMASI”
Sözlerine “Aslında ben yazar değilim” diyerek başlayan Elçin Öztürkoğlu, “Yoksun” ismini verdiği kitabı mecburen yazmak zorunda kaldığını belirtti.

Türkiye’de ötekileştirilen Türkler’in var olduğunun altını çizen Öztürkoğlu şöyle konuştu:

“Ötekileştirilen Türkler’in kimlikleri yok. Herhangi bir resmi ifadeleri yok. Böyle bir hayatları var. Dolayısıyla ben sivil toplum kuruluşlarında olan çalışmalarım sebebiyle bu hayatlara şahitlik ettim. Bizim milli sorumluluğumuz gereğince kesinlikle ve kesinlikle bir şey yapmamız gerektiğini düşündüğüm için bu alanda çok çalışma yürüttüğümden dolayı konuyu ele aldım. Konu dipsiz bir kuyu gibi çok fazla yere dokunuyor. Çok fazla insanı rahatsız ettiğinden bu konuyu yürütebilen başka kişi olmadı. Tek başıma bu konuyu yürütmeye çalışıyorum. Birde Turan Kültür Derneği’nde olduğu gibi gönlü ile beni destekleyen insanlarımız var. Bundan çok memnunum. Yaklaşık 5 yıldır bu konu üzerindeyim. Son geldiğimiz nokta artık bunun insanlara duyurulmasıdır.”

“KİMLİKSİZ TÜRKLER’İN SIKINTILARI BÜYÜK”

Azerbaycan ve diğer Türk Devletlerinde tüm resmi görüşmeleri tamamladıklarını aktaran Öztürkoğlu şunları söyledi:

“Yapılabilir tüm destekleri, sözleri aldık. Ama artık gitmiyor, çünkü konu bilinmiyor. Bilinmeyen konu da öncelik olamıyor. Oysa burada insanlarımızın hayatları sözkonusudur. Bu insanlar bizim insanlarımızdır. Hepsi de Türk’tür. Ama çözüm getiremiyoruz. 1930 yılında Atatürk’ün koyduğu bir yasa var. Atatürk 1930’lu yıllarda Rusya’nın dağılmasıyla orada ki Türkler’in bir devlet olarak kendi yaşamlarına devam edeceklerini belirtmiştir. Ondan önce bizim onlarla diyalog halinde olmamız gerekiyor. Buna istinaden çıkarılan yasada sınırdan girdikleri zaman ‘Ben Türküm’ dediklerinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşısınız. O zaman bu yasa Doğu Türkistan’dan gelen olsun, Afgan Türkleri’nde, Kırgız, Kazak Türkleri’nde uygulandı. Kayseri’ye, Van’ın Erciş bölgesine yerleştiler. 1990’lı yıllarda hemen herkes hatırlar ki Bulgaristan Türkleri bu yasa ile geldiler. Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşı oldular. Bu son oldu. Artık bu insanlar kimlik alamıyorlar. Kimlik alamayıp kaçak konumuna düşenlerin kaçakta olsa bir resmiyetleri var. Ama onların çocukları doğduğunda onların kimlikleri yok. Bu çocuklar ne okuyabiliyor ne de büyüdüklerinde çalışabiliyorlar. Evlenecek duruma geldiklerinde resmi bir muhatapları yok. Resmi olmayan şekilde evlenerek bir handikabın içinde giriyorlar. Eğitimi geçtim bir insan olarak günlük ihtiyaçlar göz önüne alındığında sağlıktan ekmek kazanmaya kadar insanlar çalışamıyorlar. Bizim Türkiye’de yaşayan Türk kardeşlerimize destek olmak yüksek sesle bunu dile getirmemiz şarttır. Bu nedenle bu kitabı yazdım.”

Kocatepe Gazetesi / Burcu AYDIN / 31.12.2019