XIII. yüzyıl Anadolu Selçuklu medresesi: Çay Taş Camii ve Medresesi

Afyon’un Çay ilçesi girişindedir. Bugün cami olarak kullanılan medrese, Gıyâseddin III. Keyhusrev dönemi ümerâsından Ebü’l-Mücâhid Yûsuf b. Ya‘kub tarafından 677 (1278-79) yılında mimar Oğulbek b. Muhammed’e yakınındaki han ve hamamla birlikte yaptırılmıştır. Cepheye bitişik bir de çeşmesi vardır; hanın sadece kapalı bölümü ayakta olup hamamı yıkılmıştır. Anadolu Selçuklu medreseleri içinde revaksız avlusu kubbe ile örtülü, iki eyvanlı ve tek katlı olanlar grubuna girer. Malzemesi kesme ve moloz taş ile tuğladır; süslemede çini mozaik kullanılmıştır.

Düzgün ve iyi cins beyaz taştan örülmüş cephesinin ortasında yer alan taçkapısı ile dikkati çeker. Giriş kapısı üzerindeki kitâbeden başka mukarnas altındaki iki bölümde mimarın adı iki ayrı kartuş içinde tekrar yazılmıştır. Tepede de bir pars kabartması bulunmaktadır. Doğuya doğru çıkıntı teşkil eden yuvarlak kemerli ve devşirme aynalı çeşme ile batıya doğru çıkıntı teşkil eden kubbeli oda bölümü simetri meydana getirir. Giriş eyvanından ulaşılan ortadaki avlunun üzeri Türk üçgenleriyle geçilen kubbe ile örtülüdür. Karşıdaki ana eyvanın iki yanında birer kubbeli oda yer alır; bunlardan batıdakinde ayrıca ocak vardır. Doğu ve batıdaki yan kanatlar boydan boya tonozlu, dikdörtgen koğuşlar halindedir. Bu, orijinal olmasında tereddütler bulunmamakla birlikte avlusunun üzeri örtülü medreselerde rastlanmayan bir durumdur. Batıdaki çeşmeyle simetrik kare planlı bölümün alt katı yıldız tonozla örtülüdür; buranın türbe olma ihtimali varsa da içinde herhangi bir mezar veya lahit izi bulunmamaktadır. Üstteki kubbeli odanın cepheye açılan iki penceresi ve mihrabı vardır. 

Başka eserine rastlanmayan Oğulbek’in han, hamam ve çeşmeyle birlikte bir külliye şeklinde ele almış olduğu anlaşılan bu yapılardan Çay Medresesi, içindeki çini mozaik süslemeler bakımından da üzerinde durulması gereken özelliklere sahiptir. Ancak yakın geçmişte hızlı bir onarım görmüş ve çini mozaiklerin bir kısmı onarım sırasında sıva ve badana altında kalmıştır. Bunların Konya’da Karatay ve İnce Minareli medreselerindeki örneklere yaklaştıkları görülmektedir. Bu binada fîrûze çiniler arasında tuğla hamurundan palmetlerin kullanılmış olması da ayrı bir teknik özellik arzetmektedir. 

KAYNAK DIŞI EK BİLGİ:

III. Gıyaseddin Keyhüsrev, Anadolu Selçuklu Sultanı ve IV. Kılıç Arslan’ın oğludur. III. Gıyaseddin Keyhüsrev babası IV. Kılıç Arslan’ın İlhanlılar tarafından idam edilmesi üzerine çocuk yaşta tahta çıktı. Tahta çıktığında artık Anadolu Selçuklu Devleti tamamen Moğolların egemenliği altına girmişti.

Kaynak: TDV İslam Ansiklopedisi / Ara ALTUN