Tanrıça Athena, flütü Dinar Suçıkan’da buldu…

M.Ö. kurulan Gelene (Kalainai) adıyla kurulan Dinar İlçemizin yerindeki şehirde Frigya Kralı Midas yaşardı.

Dinar’da bulunan Suçıkan mevkiinde yaşandığı düşünülen efsane şöyle anlatılır:

Marsyas ismindeki bir genç pınarın (Dinar-Suçıkan) etrafında dolaşırken bir flüt bulmuştu. Ezelden de böyle bir flütünün olmasını isteyen Marsiyas böyle bir flüte kavuşmanın sevincini yaşayarak gece gündüz hiç durmadan çalıştı, sonunda çalmayı öğrendi.

Aslında bu flüt Tanrıça Athena’ya aitti. Athena flüt çalarken yüzünün çirkinleştiğini suyun aksinden görünce flütü fırlatıp atmıştı. Marsiyas flütü çalmaya başladımı dinleyenler nağmelerinden sarhoş oluyor ve nağmeleri tüm çevreye dağılıp yayılmaya başlıyordu. Marsiyas sık sık konserler vermekteyken şöhreti kısa sürede Frikya’ya yayılmıştı. Herkes onu dinlemeye akın ediyordu. Derken şöhreti tanrı Apollon’un kulağına geldi. Apollon lir çalmakta usta idi, kimse onunla yarışmaya cesaret bile edemezdi. Apollonkıskançlık duygusu ile Marsiyas’ı halkın önünde yarışa davet etti. Yenen yenilene istediği cezayı kesecekti. Yarışma yeşil çayırlarla süslü TMOLOS (Bozdağ) dağı eteklerinde yapılacaktı. Üç kişilik jüri heyetine kral Midas başkanlık edecekti. Apollon liriyle tanrısal havalar çalıyor sanat ve su perileri olan Müz’ler ona koro halinde eşlik ediyordu. Marsiyas flüt çalmaya başlayınca ondan aşağı kalmamıştı. Jüri heyeti bir türlü karara varamamış ve yarışma bu yüzden uzamıştı.

Apolon şarkılar söyleyerek lir çalmaya başladı. Marsiyas’ın ssi güzel değildi bu yüzden yenik sayıldı. Fakat halk “Marsiyas Marsiyas” diye alkış tutuyordu. Kral Midas da oyunu Marsiyas’a verdi.Apollon bu yüzden çılgına döndü. Marsiyas’ı öldürdü, derisini yüzerek su kaynağındaki mağaraya astı. Bundan sonra bu su kaynağına Marsiyas denildi. (Şimdiki Dinar Suçıkan kaynağı)

Sıra Kral Midas’a geldi; Ona “Sen benim lirimin sesini dinlemekten acizsin o duymayan kulakların büyüsün eşek kulağı gibi olsun” diyerek ceza verdi. Midas’ın kulaklarıbüyüdü büyüdü ve eşek kulakları gibi oldu. Bundan utanan kral başına özel bir külah yaptırdı. Bu sırada bunu yalnızca berberi biliyordu. Onu da ölümle tehdit etmiş kimseye söylememesini emretmişti. Berber bu sırrı uzun zaman sakladı ama dayanamadı. Birgün su kenarına gelerek düşündü, bağırmak istedi, duyan olur diye korkarak bağıramadı. Bir su kenarına giderek çukur açtı ve etrafına bakarak çukura eğildi: “Kral Midas’ın kulakları eşek kulağı gibidir” diye seslsnerek çukuru kapattı ve oradan uzaklaştı. Böylece sır taşımaktan kurtulmuş, biraz olsun rahatlamıştı. Gel zaman git zaman bu çukurun bulunduğu yerlerde kamışlar çıktı, rüzgar estikçe onlardan fısıltılar gelmeye başladı. “Kral Midas’ın kulakları eşek kulağı gibidir” diye etrafa yayılıyordu. Gerçek böylece ortaya çıktı.

En azından 2500 yıllık Anadolu efsanesi böyledir. Bugün Dinar ilçemiz Suçıkan kayalıklarında gezenler. rüzgar estikçe sihirli flüt efsanesini hatırlarlar.

Kaynak: Dinar Belediyesi İnternet Sayfası