Afyonkarahisar’da Nakşibendiyye

Abdulhalim DURMA

Evliyalar Şehri Afyonkarahisar / Amasya 2009

XX. asrın başında şehirde Nakşibendiyye tarikatına ait altı tekkenin bulunduğu görülmektedir. Son şeyhi Hacı Hüseyin Efendi Çavuşbaşı Mahallesindeki kendi evinde tarikat faaliyetlerini yürütürken Çolakzade Hüseyin Efendi’nin Kildenli Medresesinde hizmet verdiği anlaşılmaktadır. Topçuzade Mehmet Efendi’nin görev yaptığı yer, Yeni Cami Medresesidir. Hacı Bakıoğullarından Osman Ağa ve oğlu İbrahim Ağa tarafından 18. yüzyılda Yeni Cami’nin yanına yaptırılan medreseye çeşitli vakıflarda bulunulur. Medreseler 1924’te kapandığında, kırkbir talebesi Afyonkarahisar Sultanisi’nin orta kısmına naklolunur. 1 kargir kütüphane, 14 odalı ve 2 dershaneli olan medrese binası 1914’te Dârü’lHilâfe olarak açılmış, 1924’te İmam Hatip Mektebi, daha sonra Cumhuriyet Mektebi ve Namık Kemal Mektebi adlarıyla yine eğitim hizmetlerinde kullanılmıştır. 1945 yılında öğrenciler Cumhuriyet Mektebi’nin yeni binasına nakledilir. Medrese binası 1955 yılına kadar Senirkent Öğrenci Yurdu, yıkıldığı 1957 yılına kadar da Doğanspor Gençlik Kulübü binası olarak hizmet verir.

Otpazar Camii kıble yönünde yer alan ve 6 odalı ve 2 dershaneli olarak eğitim veren Dinarlızâde Medresesi’nin son hocası, Hacı Hamzazade Nuri Efendi’dir.

Otpazar Camii yanında XX. Yüzyıl başlarında yapılan Ġrfaniye Medresesi’nin üst katındaki tekkenin şeyhi Tokatlı Hacı Mehmet oğlu Ġbrahim oğlu Veliyyüdin Efendi’dir. Tekkeyi medreseyle birlikte Kurt oğlu Hacı Ömer Ağa yaptırmış, vakfını kurarak Veliyyüdin Efendi’yi de mütevelli tayin etmiştir.

Otpazarı Camii kıble yönünde olan medrese ve Nakşî tekkesi 1936 yılında yıktırılarak, boşalan arsalarına kabristan yeri de katılarak Sebze Hali yaptırılır. Hacı Ömer Ağa, önü ve arkası Otpazarı Camii’ne bitişik mezarlık, sol tarafı Dinarlızâde Medresesi diye anılan İmadeddin Medresesi, diğer cephesi yol olan mağazası harap olunca; bu yere Ġrfaniye ismiyle bir medrese yaptırmıştır. Medresenin alt katında iki adet mağaza, üst katında iki tekke odası, bitişiğinde de üç odası bulunmaktadır. Hacı Ömer Ağa, 1914’te medresenin vakfiyesini düzenleyerek vakfını tescil ettirir.

Medresenin müderrisi, Tarîkat-ı Aliyye-i Nakşibendiye şeyhi Tokâdî Hacı Mehmet oğlu İbrahim oğlu Veliyyüdin Efendi hayatta oldukça mütevelli tayin edilmiştir. Ömer Ağa, mütevellinin vefatından sonra, kanun gereği, imtihanla ehil birisinin müderris ve şeyh tayin edilmesini, iki mağazanın kiraya verilerek geliri ile vakfedilen yerlerin bakım ve tamir masraflarının karşılanmasını istemiştir. 1923’teki tekkenin postnişini Hacı Hamzazâde Ali Rıza Efendi ibn-i Ömer Efendi’dir.

Bir diğer Nakşibendi-Halidi tekkesi, Buharalı Hüseyin oğlu Hacı Adil Efendi’nin 1866 yılında vakfetmiş olduğu, Hacı Nuh Mahallesi’nde mescit yanındaki iki katlı evde faaliyet gösteriyordu. Tekkenin şeyhliğini Buharalı Hacı Seyfettin yapıyordu. Onun vefatından sonra, oğullarının şeyhlik yapmaya ehil olmamaları sebebiyle, yerine, daha önce tekkede vekaleten şeyhlik yapan Abdullah oğlu Hacı Emrullah 1902’de tayin olunur.

Hacı Adil Efendi, 1866’da 1000 kuruş ile Hacı Nuh Mahallesi’nde mescit yanındaki iki katlı olan ve Nakşibendiye Tekkesi ve misafirhanesi olarak düzenlenen evini vakfeder. Vakfedilen para %15 ile işletilerek elde edilen gelir ile öncelikle evin tamir ve bakımı yapılacaktır. Evin üst katındaki bir oda Nakşibendiye-i Hâlidiye Tekkesi olup burada Buharalı Hacı Seyfettin şeyh olarak hatm-i hâce ve âyîn-i tarîkatı icra edecek, vefatından sonra evladının erkek ve reşit olanından meşîhate ehliyetli olanı tekkeye şeyh olacaktır. Tekkenin diğer odaları ise Mâverâünnehir’den gelenler için misafirhane olarak tahsis edilecektir. Vakfa, Hacı Murat adlı kişi mütevelli tayin edilmiştir.

Afyonkarahisar’da Halidiyenin önemli ismi Hacı Aşık’ın en geç Mevlana Halid’in vefat tarihi olan 1827’de Afyonkarahisar’da bulunduğu, evlenmiş ve, Emine, Fitnet, Naile ve Rahime isimlerinde dört kızı olduğu ve 1839’da Dilaver Paşa tarafından kendisine vakıf deruhte edildiği ve 1848’de vefat ettiği bilinir.

Talebelerinden Bekir Kadızâde Şeyh Mehmet Feyzi Efendi ile icazetini Osman Zühdü Efendi’den alan ve ‘Sandıklı Şeyhi’ olarak ünlenen Hasan Efendi (1825-1907)’nin damatları olduğu ileri sürülür. Yunus Efendi’nin ise Afyonkarahisar müftüsü olarak görev yaptığı ve 1900’lerin başında medresenin şeyhi olduğu görülür. Zamanla medrese ile tekke kısmı yıkılır.