Desem ki… | Şiir | Mehmet Ünal TAŞPINAR


Çalı süpürge,
Keçi yolu,
Toprak yol,
Şose?
Gençler sorar mı
“O da ne ki?”
Bilirler mi acaba
Annemizin belimize sıkı sıkı bağladığı yüzme kabağını,
Hamamların havuzunu “Termal Banyo”dan önce?
“Cumbak!” havuza atlamayı?
Gazlıgöl, Gecek, Ömer deyince “hamamlar” akla gelirdi
“Termal” değil.
“Hamamlar” bir terimdi, tamamlamaydı, sıfattı
“Hamamlar” “termal” demekti,
Yazlık demekti,
Tatil demekti,
Dinlenme demekti, dinlence demekti.
Gazligöl madensuyu, maden sodası
Tren istasyonunda beklemek
Trene el sallamak,
Siloya gidecek pancar yığınlarına bakıp bakıp
“Emirdağı bir birine ulalı” türküsünü söylemek
Çubuklu pijamalarla ortalıkta gezinmek demek.
Havuzdan çıkınca en eglencelisi nedir derseniz
Gazoz!
Soğuk bi gazoz.
Taşpınar,
Hayat,
Altınok gazozları…
Küçükler gazoz
Büyükler Kızılay Maden Suyu,
Kızılay Maden Sodası
Büyük şişe
Küçük şişe.
Coca-Cola yok,
Pepsi yok, Fruko yok
Elvan, Fanta yok daha!
Ama Gecek’te rakı şişeleri o zaman da var
Dere kenarında söğüt, kavak dalları altında.
Gaca’nın gazoz fabrikasındandı Taşpınar Gazozu
Sonra Ali Kullukçu çıkardı Kömürcüler Çarşısı’nda
Musa’nın babası.
Çok kişi sattı sokakta gazoz
Bi çok çocuk tatillerde
Kalecik karlarında soğuturduk
“Otuziki dişine kemane çaldırıyor” diye bağırarak.
Kaç kuruştu acaba?
Gazoz kapakları toplardık oyun için
Kese kese gazoz kapağı biriktirirdik
Cam bile gibi, demir bile gibi
Fıççı gibi
Aşık gibi
Koca burunlu otomobillerle gidilirdi hamamlara
On kilometrelik yolda bozulması başka bir eğlence bizlere
“Hadi hoooop!”
İttirmek var,
Önden manivela ile çalışsın diye dualar etmek var
Bu yolculukta eğlence var
Öfke var.
Avrupa yolculuğu sanki.
Peki
Bilen kaldı mı şimdi
Elinde sicim
Kasnaklı Uçurtma keyfi yaşarken mırıldandığın bi türküyü?
“Arküstü’ne kurakoymuş çıkrığı
Oyun hevasında bükmüş ipliği
Anasının möhür gözlü kekliği”
Ya da yanık yanık
“Arküstü’ne abaları serdiler
Saat üçte Çil Ahmet’i vurdular
Ceran Ahmet sana nasıl kıydılar”

MEHMET ÜNAL TAŞPINAR
(Afyon’da Soba Başı adlı kitabımdan)