Derleyenler:
Banu AÇIKGÖZ
Yaşar Güngör AÇIKGÖZ
Taşpınar Dergisi / Haziran 2019 / Sayı: 21
A
Acar : mükemmel, iyi, güçlü kuvvetli.
Açcık : az miktarda.
Anleve : anla artık.
Annec : karşı taraf (yön ifadesi) (“ahacık annecinde durub duru).
Annecinde : karşısında.
Apapak : bembeyaz.
Atıla galdım : yorgunluktan düşüp bayılacak hale geldim.
B
Bacagaşı : şömine üstündeki raf.
Badılcan : patlıcan.
Baklağı : baklava .
Bahçe gaşı : Bahçe duvarı.
Bandırmak : Sıvıya bir cisim batırmak.
Beranarı : üstün körü, nisbeten, az buçuk.
Bi garer : kararında, ölçülü.
Bilmeyom : bilmiyorum.
Bille : (gelip bille yattım = gelir gelmez yattım)
Bisgevit : bisküvi.
Börtmek : sıcaktan kızarıp ter içinde kalmak.
Börttürmek : bir işi hızlıca, baştan savarak yapmak.
Böyün : bu gün.
Buymak : üşümek.
C
Cehendem : cehennem.
Ceyran : elektrik.
Cıbara : kavgacı.
Culluk : hindi.
Ç
Çepit (Şepit) : yufka.
Çoyneşik : bir işi kısa sürede yapamayan, uyuşuk.
Çöreğotu : çörek otu.
D
Dahan : tahin.
Dakleşme : “sataşma” anlamında kullanılan ünlem
sözcüğü.
Dalortası : tam ortası.
Davuştuya : rasgele.
Devşirmek : toplamak.
Deya : işte orada (yön belirtme ünlemi).
Deyvebi : söylermisin.?
Dıbık : herşeye karışan.
Dığan : tava.
Dızık : çabuk ol, koş.
Dineltmek / digeltmek : Dik hale getirmek.
Dingildangıl : devrilmek üzere dengesiz, (mecazi anlamda) lafı sözü belirsiz, dengesiz kimse.
Dipi gibi : sağlam, dinç, diri, dayanıklı.
Domatis : domates.
Döngel : muşmula.
Dürmülenmek : harekete geçmek.
Dürütmek : Yalan söylemek
E
Emek : çagırmak.
Emeneşgen : dosdoğru, tam olarak, dört dörtlük.
Eperlo : hoporlör.
Esiran, Eysiran : (mutfakta) sıpatula, (ev yaşamında)
ateş küreği, faraş.
Etcik : azıcık.
Ezen : ezan.
Ezgisini oynamaz : Nazını çekmek.
F
Fasilye : fasulye.
Fikirtaşı delik : aklı kıt.
G
Gaçıl : çekil, yol ver.
Gak gari : kalk artık.
Galim, Gari : artık.
Gapıt : pardesü, kaput.
Gapıyı çivlemek : kapıyı kilitlemek.
Gar üğünüyo : kar lapa lapa yağıyor.
Garcımak : (ellerim garcıdı) su ile uzun süre temas ettiğinde ellerin aldığı şekil.
Garej : garaj.
Garindi : hadi bakalım, kalk artık.
Garşı : karşı.
Gasalmak, Gasılmak : gururlanmak.
Gatiyen : katiyen.
Gayıl ol : razı ol.
Gelive : geliver.
Gerezlenmek : engel olmak.
Gıncıklık, Gancıklık : Kalleşlik, oyun bozanlık.
Gıncırlık : tahtaravalli.
Gıran goymak : ortalığı biribirine katmak.
Gıran goyo: bağırıp çağırarak kasıp kavuruyor, ortalığı
biribirine katıyor.
Gidişmek : kaşınmak.
Gidive : gidiver.
Go : bırak (ünlem).
Goley : kolay.
Gostak : havalı.
Goyvemek : salmak, bırakmak.
Göğerçile : rutubet.
Götüme : götürme (ünlem).
Göynek : gömlek.
Göynüm döndü: midem bulandı.
H
Hamıraşı : el yapımı makarna.
Hapaz : avuç.
Haşadı çıkmak : ele alınamayacak kadar bozulmak, çok yorulmak.
Haşgeş : haşhaş.
Havruz : lazımlık.
Heba olmak : emeğin boşa gitmesi, bir nesnenin kullanılamaz hale gelmesi.
Heç seslenme : hiç konuşma.
Hışımınan : öfkeyle.
Hızmat : hizmet.
Hoy hoy gezmek : hiç bir iş yapmadan gezinmek.
Hüdüt etmek : herhangi bir olayı büyütmek.
I
Irlanmek : sallanmak.
Iscak : sıcak.
İ
İlbir ilbir: yumuşak bir jölenin titreştiğindeki hareket gibi.
İlibada : labada.
İliman tuzu : limon tuzu.
İlistir : süzgeç.
İliyen : leğen.
İmbal : raptiye, çivi, iğne.
İnbalına basmak : iğnelemek, damarına basmak.
İnce dalan : ince uzun boylu.
İrşat : (dikkat çekecek kadar) çirkin.
K
Karnı burmak : çekememezlik, kıskanmak.
Kelem : lahana.
Kerkinmek : sürtünmek.
Köfün : kilolu şişman.
Kösülmek : yorulmak.
Kupa : bardak.
M
Mayoş : ekşi.
Meh : al (işte).
Mehelene : (ünlem) bir dakika bakar mısın.?
Mertibani : Dığan’ın (tava) büyüğü, büyük metal servis tabağı.
Metlemek : zıplamak.
Mezlenmek : alay etmek.
Mıh : çivi.
Mıymıntı : kararsız, beceriksiz, mır mır boş boş konuşan.
Mızırdamak : şikayet etmek.
Midem fıkradı : Midem kaynadı.
N
Naha emi : hayret (ünlem) ifadesi, hayret yani.
Namızlı : namuslu.
Neçcen : napacaksın. ?
Netcen gari : ne yapacaksın artık.?
Neyneycen : ne yapacaksın.? Boşver.
Nohot : nohut.
O
Okgalı (genellikle “”pek okgalı”” şeklinde kullanılır) : güzel, değerli, oldukça ağır.
Oklağı : oklava.
Ö
Önsen : herhalde, tahmin ettiğin gibi, önerdiğin gibi.
P
Pambık : pamuk.
Panga : banka.
Peşkir : havlu, peçete.
Pörtlemek / Pörtmek : bir tür deformasyon ünlemi.
Muhtelif deformasyon şekilleri için kullanılır.
S
Sahan : çinko veya kalay kaplı orta boy yemek tabağı.
Sapısilik : silik karakterli.
Sayınsımak : çevreye karşı dikkatli ve duyarlı olmak.
Seğirtmek : hızlı yürümek, koşmak.
Sıfra : sofra.
Sıntır : aptal, beceriksiz, sünepe.
Sinameki : (mecazi) uyuz, beceriksiz, sessiz.
Sinlenmek : saklanmak.
Sinpasır : aciz.
Sittin sene : uzun yıllardır.
Sorma şeker : akide şeker.
Sormak : emmek.
Sulu zırtlak : sulu göz, herşeye ağlayan.
Sumsak : yumruk.
Ş
Şaddaklanmak : şımarmak, böbürlenerek şımarıklık yapmak.
Şamşam şakıyo : pırıl pırıl aydınlatıyor.
Şapbaz : marifetli becerikli.
Şedi suratlı : ince yüzlü.
Şemilek : ayak bileği.
Şinci : şimdi.
Şirnimek : şımarmak, şımarıkça yaramazlık yapmak.
Şivşit : çapraz, diyagonal.
T
Tekazelenmek : şikayet etmek.
Tepildek : ağır kanlı, beceriksiz.
Tersine zıppak : inadına, tersine tersine.
Teyek : asmanın yeni filizleri.
Tınga : Dığan’ın (tava) küçüğü.
Tiydirmek : işemek.
Tombalak : takla.
Tombalak kılmak : takla atmak.
Topan : yastık.
Tööboossun : tövbeler olsun.
Tüngülmek : atlamak.
U
Uğra kabı : un kabı.
Uğunagodu : çok ızdırap çekti, acıdan bayılacak hale geldi.
Uyuntu : ağırkanlı.
Ü
Ünnemek : seslenmek.
V
Vallayi : vallahi.
Velesbit : bisiklet.
vıttırıvızzık çıkarmak : olumlu giden birşeyi olumsuza
dönüştürmek.
Y
Yağır : kir.
Yalaklanmak : Dalkavukluk yapmak, uygunsuz tavırlar sergilemek.
Yalap şap : üstün körü.
Yıfıtmak : delirmek, sapıtmak.
Yocutmak : (mecazi anlamda) bir şeyden, bir kimseden soğutmak, uzaklaştırmak.
Yu(ğ)mak : Yıkamak.
Yuğlamak : yuvarlamak, el ile yoğurmak.
Yunmak : yıkanmak.
Z
Zere : tevekkeli değil.
Zılgıdı yemek : azar işitmek.
Zırtaboz : deli, delibozuk, çatlak.